Bilgilendirici Kaynaklar

img

Tüp Mide Ameliyatı Öncesi ve Sonrası Yapılması Gerekenler

Uygulanan tedavilere ve diyetlere bakılmaksızın kilo veremeyen, Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 40’ın üzerinde veya 35’in üzerinde olan ve dahası yandaş kronik hastalığı olan bireylere yapılan obezite cerrahisi aynı zamanda bariatrik cerrahi olarak da biliniyor. Hemen her gün daha fazla kişi tüp mide başta olmak üzere pek çok farklı zayıflama yöntemini araştırıyor ve süreci daha yakından takip ediyor. Yeniben’de obezite cerrahisini daha yakından tanımaya ve anlamaya yönelik yer verdiğimiz yazılarımıza devam ediyoruz. Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Eren Taşkın bizlere obezite ameliyatı öncesi ve sonrası yapılması gerekenleri anlatıyor:

“Evet sizin de söylediğiniz gibi günden güne daha fazla insan obezite cerrahisini araştırıyor ve özellikle operasyon öncesi sonrası süreçlerini yetkin ağızlardan takip ediyor. Obezite cerrahisinin pek çok avantajı var. Tüp mide gibi yöntemlerde kişiler sadece normal kilosuna dönmekle kalmıyor, ayrıca obeziteye bağlı hastalıkların görülme sıklığını da azaltıyor, bu nedenle obezite cerrahisi obezitenin tedavisinde çok önemli bir rol oynadığını söyleyebiliriz. Bariatrik cerrahi hastaları üzerinde yapılan araştırmalar, bu cerrahiyi geçiren hastaların, obezite ile bağlantılı kanser türlerini, bariatrik cerrahi geçirmeyen hastalara kıyasla daha az geliştirdiğini göstermektedir. Bunun nedeni diyet ve egzersiz ile kilo verme %7-10 kilo kaybına neden olurken, bariatrik cerrahinin gerekli yaşam tarzı değişiklikleri ile desteklenmesi halinde %80 oranında kilo vermeyi sağlamasıdır.

Şimdi sorunuza dönecek olursam, obezite cerrahisi öncesi ve sonrası neler yaşandığını anlatmadan evvel, şunun altını çizmek isterim. Obezite cerrahisinde çoğunlukla laparoskopik cerrahi kullanılır ve bu durum iyileşme süresini oldukça kısaltır, öncesi ve sonrası süreci de olumlu etkiler. Obezite cerrahisi olacak olan hastalarıma bir el kitabı veririm ve açıkça tüm detay barındıran bu kitapçık, onlara kılavuzluk eder. Tüp mide operasyonu ve diğer obezite cerrahileri adı üstünde bir ameliyattır ve hiçbir ameliyatın ölüm riski sıfır değildir. Özellikle şişman hastalarda ameliyat sonrası komplikasyon ve ölüm riski artmaktadır. Ancak şişmanlıkta çok ciddi bir hastalıktır ve yol açabileceği ölüm ve hastalık riski ameliyat riskinden daha fazla olabilmektedir.

Obezite cerrahisi için hastaneye yatmadan evvel bir doktor grubu tarafından muayene edilirsiniz. İç hastalıkları uzmanı, Morbid obezite cerrahı, psikiyatri uzmanı anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanı, endokrinoloji uzmanı, kardiyoloji uzmanı, beslenme ve diyetetik uzmanı, egzersiz terapisti veya fizyoterapist gibi… Bu gruptaki uzmanlar ameliyat olup olamayacağınıza karar verecek ve gerekli laboratuvar ve radyolojik incelemeleri yapacaklardır. Bu işlemler esnasında hastanede yatışınız gerekebilir. Hangi cerrahi uygulanacaksa ameliyat gününden önce doktor direktifleri doğrultusunda davranmanız gerekir. Tüp mide ameliyatı sonrası ve diğer cerrahilerde de ameliyat sonrasında ilk 24 saat yoğun bakıma alınabilirsiniz. Bu işlem sizi daha yakından takip etmemiz için gereklidir. Herhangi bir komplikasyon çıkmadığı sürece ortalama 3 gün yatışınız gerekmektedir.

Unutmayınız ameliyat sağlığınıza tekrar kavuşmanız yani ideal kilonuza tekrar dönmeniz için tek başına yeterli değildir. Sizin ve yakınlarınızın doktorlarınız ile tam iş birliği ile düzenli olarak fazla kilolarınızdan kurtulmanız mümkündür. Bariatrik cerrahi ameliyatları, hastanın yaşam şeklinde gerçekleştirilen önemli değişikliğin ilk basamağını oluşturur. Yaşamı­nızı daha konforlu olarak sürdürmek için geçirdiğiniz ameliyatla ilgili iyileşmenin tamamlanması ve yaşa­mınızdaki yeni evreye uyum için nekahet dönemi si­ze tavsiye edilecektir. Hastalar aldıkları besini çiğnemenin önemini öğ­renmek durumundadırlar. Aynı zamanda fizik egzer­sizin önemini anlamak ve bunu yaşamlarının bir par­çası haline getirmek zorunda olduklarını anlamalıdır­lar.

Tüp mide sonrasında ilk hafta, hastanın diyeti yal­nızca sıvı gıdalar içermelidir. Bunun nedeni, vücudun iyileşmek ve ameliyat bölgesinde doğru iyileşmeyi sağlamak için zamana ihtiyaç duymasıdır. Katı gıdaları almakta acele eden hasta­larda dikiş yerlerinden kacak olma ihtimali fazladır. Sıvı alımı ameliyattan sonraki ikinci gün başlar. Bir kaşık dolusu su her 5-10 dakikada bir 250 mI (bir bardak) suya tamamlanana kadar verilir. Sıvı ihtiya­cının kalanı serumla verilecektir. Sıvının ağızdan alımı izleyen günlerde hızla arttırılır. Diyetteki tüm sıvı ihtiyacı, seruma gerek kalmaksızın 2. veya 3. günde karşılanmaya başlanır. Bunu şu şekilde evlere ayırabiliriz:

Evre 1: 1 hafta boyunca sıvı diyet. Bir yemek kaşığı ile her saat ortalama 100 ml sıvı azar azar alınır. Sıvının cinsi farklı olmalıdır. Az yağ içeren süt (laktozsuz tercih edilebilir), yoğurt, açık ve ılık çay, meyve suyu (şekersiz kompostolar) veya seb­ze suyu (gaz yapmayacak sebzeler), ılık çorba (tanesiz, süzülmüş) veya et suyu, tavuk suyu tercih edilmelidir. Di­yeti destekleyici içecekler de dengeli beslenmeyi sağlamak için eklenmelidir. Sıvı alımını küçük mik­tarlarda ama tüm güne yayarak almak oldukça önemlidir.

Evre 2: 2 hafta boyunca püreli diyet. Püre küçük miktarlarda alınmalıdır. Çorba ve besinsel destekler hala günlük diyete eklenirler. Birçok market 5-6 ay­lık bebeklere uygun bebek maması satar. Bu mamalar doğru besin içeriği taşıdıkları için bu dönemde ol­dukça yararlıdırlar.

Hastalar, suyu yemekle beraber değil, yemek aralarında içmelidir. (Yemek sonrası sıvı alımı için yarım saatlik süre geçmelidir) Yemek saatleri hastanın duru­muna göre ayarlanabilir, fakat önerilen miktarlar mümkün olduğunca kontrol edilmelidir.

Günlük toplam sıvı alımı en az 2000 mI olmalıdır. Sıvı düzenli aralıklarla ve her defasında 100-200 mI şeklinde alınmalıdır. Sıvının türü değiştirilmeli ve çay, süt veya yoğurt, meyve-sebze suyu denen­melidir. Günlük püreli besin alımı 500 gramda tutul­malıdır. Püreler et veya balık eti içermeli ve bir defa­da 100-150 gr’ı aşmamalıdır. Yemek her zaman azar azar ve yavaşça yenmelidir. (Çiğneme sonrası bir dakika bekleyerek yemek süresini 20 dakikaya yaymak doygunluğu sağlayacaktır.)

Evre 3: 2 Hafta boyunca az miktarlarda normal içerikli besinler diyete sokulabilir. Fa­kat minik miktarlarda olmasına ve sıvıların öğünler arasında alınmasına dikkat edilmelidir. Yavaş yavaş yemek ve tamamen çiğnemek çok önemlidir. Hasta az miktarda yağ içeren süt veya yoğurt alabilir.

Günlük toplam sıvı alımı en az 2000 mI olmalı ve katı gıda alımı da 500 gr. civarında tutulmalıdır. Katı gıda artık normal yemek zamanlarında alınabilir. Bu­nunla birlikte yavaş yavaş yemek çok önemlidir.

Evre 4: Hastalar artık kendi yemek menülerini kendi­leri belirler. Sık fakat azar azar yemek ve iyice çiğne­mek hala çok önemlidir. Sıvı yalnızca öğün araların­da ve şeker içermemek koşuluyla içilebilir. Diyet haşlanmış veya ezilmiş sebze ağırlıklı olmalıdır. Balık veya az yağlı et kızartmadan çok haşlanarak alınma­lıdır. Diğer besinler de az yağlı (süt, maksimum %20 yağ içeren hafif peynir, hafif dondurma vb.) olmalı­dır.”